Turkish - English
Definition of kütük in Turkish English dictionary
- billet
- log
Tom slept like a log all night and most of the next day.
-Tom bütün gece ve ertesi günün çoğunu bir kütük gibi uyudu.
Tom slept like a log last night.
-Tom dün gece kütük gibi uyudu.
- (Denizcilik) Moulded
Moulded depth of the vessel is 4.58 meters.
- wood block
- logbook
- registry
- stock
- data set , file
- ingot
- record
- enrolment
- stump, stub; chump; vine-stock; ledger, register; file dosya
- block
- chump
- calendar
- enrollment
- stump, stub (of a tree or bush)
- register
- ledger, register
- stump
- trunk (of a tree)
- clog
- pig
- (Askeri) mast
- register no
- balk
- stub
- chopping block
- boxwood
- data set
- file
- timber
- kütük düzenleme
- file organization
- kütük içerik belirteci
- (Bilgisayar) file extension
- kütük içerik belirteni
- (Bilgisayar) file extension
- kütük balığı
- (Hayvan Bilim, Zooloji) (Mediterranean) slimehead
- kütük adı
- kütükadı
- kütük aktarma
- file transfer
- kütük aktarımı
- file transfer
- kütük aralığı
- file gap
- kütük ayırıcı
- file separator
- kütük basımı
- file print
- kütük boyutu
- file size
- kütük bölümü
- file section
- kütük dönüşümü
- file conversion
- kütük düzenleme
- file organisation
- kütük düzenleme
- (Bilgisayar) file organization
- kütük erişim yöntemi
- file access method
- kütük etiketi
- file label
- kütük gibi
- stubby
- kütük gibi
- a) greatly swollen b) stubby c) dead drunk
- kütük gibi
- 1. greatly swollen, all swollen up. 2. dead drunk, blind drunk, stinking drunk, stinko
- kütük gibi uyumak
- sleep like a dog
- kütük görünümü
- file record layout
- kütük güncelleştirme
- file updating
- kütük güvenliği
- file security
- kütük halinde
- in the log
- kütük işareti
- file marker
- kütük kesimi
- file extent
- kütük kilitleme
- file locking, locking file
- kütük koruma
- file protection
- kütük kıskacı
- ingot tongs
- kütük maskeleme
- file mask
- kütük silme
- file purging
- kütük sonu
- end of file (EOF)
- kütük sorgulama
- file interrogation
- kütük takımı
- file set
- kütük tanımlaması
- file description
- kütük tepesi
- top of file
- kütük uçuculuğu
- file volatility
- kütük vinci
- ingot crane
- kütük yapısı
- file structure
- kütük yedeği
- file backup
- kütük yöneticisi
- file manager
- kütük yönetimi
- file management
- kütük çatalı
- log clamp
- kütük örgütlemesi
- file organization
- dosya kütük
- (Bilgisayar) file
- düz kütük
- (Bilgisayar) flat file
- kütük demir
- ingot
- sabit kütük
- (Bilgisayar) permanent file
- kütükler
- blooms
- ana kütük
- main file, master file
- boş kütük
- null file
- dizili sıralı kütük
- (Bilgisayar,Teknik) ordered serial file
- dizin sıralı kütük
- (Bilgisayar) indexed sequential file
- duruk kütük
- static file
- etken olmayan kütük
- (Bilgisayar,Teknik) inactive file
- filizlenen kütük
- stool
- fiziksel kütük
- physical file
- fiziksel kütük eşlemi
- (Bilgisayar,Teknik) physical file copy
- gerçek kütük
- real file
- geçici kütük
- temporary file
- ikincil kütük
- (Bilgisayar) secondary file
- ilkel kütük
- (Bilgisayar,Teknik) primitive file
- kabinli kütük motosiklet
- cabin scooter
- kapalı kütük
- closed file
- kaynak kütük
- source file
- koç başlı kütük
- battering ram
- köle kütük
- slave file
- kör kütük
- dead drunk, on the booze, as pissed as a newt
- kör kütük sarhoş
- blind drunk, paralytic
- kör kütük sarhoş
- dead drunk
- kör kütük sarhoş olmak
- to get paralytic
- mantıksal kütük
- logical file
- noelde yakılan kütük
- yule log
- ocak kütük demiri
- fire dog
- paylaşımlı kütük
- shared file
- süper kütük
- super file
- uçucu kütük
- volatile file
- yedek kütük
- backlog
- özel kütük
- private file
- özet kütük
- (Bilgisayar,Teknik) summary file
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kütük in Turkish Turkish dictionary
- Resmî kayıt defteri, ana defter
- Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü
- Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü: "Çamlıkları yarıyoruz, ağaçların kütüklerinden atlıyoruz, ne bir köy, ne bir ses var."- M. Ş. Esendal
- Resmi kayıt defteri
- Kesilmiş ağaç gövdesi: "Kenara iri zeytin kütükleri istif edilmişti."- R. H. Karay
- Asma fidanı
- Kesilmiş ağaç gövdesi
- Kalın ağaç gövdesi: "Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur?"- H. E. Adıvar
- Kalın ağaç gövdesi
- Kütük demir
- (Osmanlı Dönemi) aynı soya mensub insanların kaydedildiği büyük defter
- Görgüsüz, kaba (kimse)
- Nüfus kütüğü
- Görgüsüz, kaba (kimse): "Biraz sonra bizim kütük kanepenin üstüne oturmuş, ayaklarıyla yerdeki yaprakları eziyordu."- H. E. Adıvar
- Asma fidanı: "Kütüklerin üstündeki koruklara otlar tırmanan bahçeyi bir daha geçiyoruz."- F. R. Atay