Turkish - English
Definition of küs' in Turkish English dictionary
- küs
- stuffy
- küs
- offended
You had better invite them or they will be offended.
-Onları davet etsen iyi olur yoksa küsecekler.
You offended everybody.
-Sen herkesi küstürdün.
- küs
- angry, cross, offended, peeved
- küs
- child's language sullen, mad, put out, peeved
- küs küs
- sullenly, angrily, peevishly, resentfully
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of küs' in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Tâbi olmak, ittiba etmek, uymak
- küs
- Küsmüş, dargın
- küs küs
- Dargın bir biçimde