Turkish - English
Definition of kükürt in Turkish English dictionary
- sulphur
- (Tabiat Doğa) (mineral, maden) sulphur, sulfur (am.), brimstone
- brimstone
- chem. sulfur, sulphur
- sulphur, sulfur
- sulfur
- veya sulphur
- kükürt bakterileri
- sulphur bacteria
- kükürt dioksit
- sulphur dioxide
- kükürt gibi
- sulphury
- kükürt içerik ölçeri
- (Kimya) sulphur content meter
- kükürt katmak
- sulphurate
- kükürt katmak
- sulphurize
- kükürt katmak
- sulphuret
- kükürt lekesi
- sulfur stain
- kükürt oksit
- sulphur oxide
- kükürt siyahı
- sulphur black
- kokulu kükürt bileşikleri
- (Kimya) odoriferous sulphur compounds
- korozif kükürt
- (Kimya) corrosive sulphur
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kükürt in Turkish Turkish dictionary
- Limon sarısında ametal, yalın katı cisim
- Atom numarası 16, atom ağırlığı 32,06 olan, doğada saf veya başka cisimlerle birleşik olarak bulunan, sarı renkli, 119 C° de eriyen ve 444 C° de kaynayan element, sulf. Kısaltması S
- Atom numarası 16, atom ağırlığı 32,06 olan, doğada saf veya başka cisimlerle birleşik olarak bulunan, sarı renkli, 119 °C de eriyen ve 444 °C de kaynayan element, sülf (simgesi S)
- kibrit
- sülf
- (Osmanlı Dönemi) KİBRİT
- kükürt çiçeği
- Kükürt buharının birdenbire soğutulmasıyla elde edilen kükürt
Related Terms
kükürt
Hyphenation
kü·kürtPronunciation
Resimler
History
Favorites