kühl

listen to the pronunciation of kühl
German - Turkish
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Sürme. Göz için sürme boyası
English - Turkish
kühle
chilly
{s} serin

Odam biraz serin olmasına rağmen, odam gerçekten iyidir. - My room is really good, though a little bit chilly.

Evsiz, serin sağanaktan korunmak için sığınak aradı. - The homeless sought shelter from the chilly shower.

clinical
klinik

SAR tedavisinde akupunkturun etkisiyle ilgili klinik kanıtlar hala tartışmalıdır. - The clinical evidence for the effect of acupuncture in the treatment of SAR is still controversial.

Pek çok hastanede klinik kayıtları alfabetik sıraya göre tutulur. - The clinical records in most hospitals are kept in alphabetical order.

chilly
{s} soğuk

Gece o kadar soğuktu ki döndüğümde neredeyse donmuştum. - The night was so chilly that when I returned I was almost frozen.

Bu sabah hava biraz soğuk. - The weather is a little chilly this morning.

chilly
(Tıp) Üşütücü, soğuk
clinical
soğuk
clinical
ilgisiz
chilly
soğuk davranış
chilly
soğuğa karşı hassas
chilly
soğuk bir şekilde
chilly
chilliness soğuk
chilly
chillily soğuk bir şekilde
chilly
{s} serin, soğuk, üşütücü. z. soğuk bir şekilde
clinical
{s} hasta başında yapılan
clinical
(Nükleer Bilimler) kliniksel
clinical
duygulardan arınmış bilimsel