She survived an abusive childhood.
- O küfürlü bir çocukluk atlattı.
I had never received such an abusive letter before.
- Daha önce böyle küfürlü bir mektup almadım.
It was a scurrilous attack.
- Küfürlü bir saldırıydı.
The cursing tongue is an indication of a bad heart.
- Küfürlü dil, kötü bir kalbin işaretidir.
Tom had a very foul mouth.
- Tom'un çok küfürlü bir ağzı vardı.
Russian speech without swearing turns into a report.
- Küfürsüz bir Rus konuşması bir rapor haline dönüşür.
I am swearing at that jerk!
- O pisliğe küfür ediyorum!
He knows how to curse in Chinese.
- Çince nasıl küfür edileceğini bilir.
What's your favorite curse word?
- En sevdiğin küfür hangisi?
Tom usually says Pardon my French whenever he swears.
- Tom her ne zaman küfür etse, genellikle Fransızcamı bağışlayın diyor.
Do you want me to teach you some swear words?
- Sana bazı küfürlü sözler öğretmemi ister misin?
Tom never uses profanity.
- Tom asla küfür kullanmaz.
Praise is more valuable than blasphemy.
- Hamd küfürden daha değerlidir.
The angry mob wanted Jesus killed for blasphemy.
- Öfkeli kalabalık küfür için İsa'nın öldürülmesini istedi.