Tom answered with a contemptuous laugh.
- Tom küçümseyici bir gülüşle cevap verdi.
He despised those who lived on welfare.
- Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.
I'm sure you despise me.
- Senin beni küçümsediğinden eminim.
There was a scornful note in his voice.
- Sesinde küçümseyen bir ifade vardı.
True artists scorn nothing; they force themselves to understand instead of judging.
- Gerçek sanatçılar hiçbir şeyi küçümsemez; onlar kendilerini yargılamak yerine anlamak için zorlarlar.
Do not belittle his suggestions.
- Onun önerilerini küçümseme.
He takes every opportunity to belittle you.
- O sizi küçümsemek için her fırsatı kullanır.
Even his servants despised him.
- Onun uşakları bile onu küçümsedi.
Tom also despised Mary.
- Tom da Mary'yi küçümsedi.