He despised those who lived on welfare.
- Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.
The learned are apt to despise the ignorant.
- Bilgili insanlar cahil insanları küçümseme eğilimindedir.
Everybody is fed up with Dan's scornful attitude.
- Herkes Dan'ın küçümseyen tavrından bıktı.
There was a scornful note in his voice.
- Sesinde küçümseyen bir ifade vardı.
He takes every opportunity to belittle you.
- O sizi küçümsemek için her fırsatı kullanır.
Do not belittle his suggestions.
- Onun önerilerini küçümseme.
His very servants despised him.
- Onun hizmetkarları onu küçümsedi.
Tom also despised Mary.
- Tom da Mary'yi küçümsedi.