They don't despise you.
- Onlar seni küçümsemiyorlar.
I'm sure you despise me.
- Senin beni küçümsediğinden eminim.
There was a scornful note in his voice.
- Sesinde küçümseyen bir ifade vardı.
Why are you giving me such a scornful look?
- Neden bana böyle küçümseyen bir görünüm veriyorsun?
He takes every opportunity to belittle you.
- O sizi küçümsemek için her fırsatı kullanır.
Do not belittle his suggestions.
- Onun önerilerini küçümseme.
His very servants despised him.
- Onun hizmetkarları onu küçümsedi.
He despised those who lived on welfare.
- Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.