They say love is blind.
- Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
Her right eye is blind.
- Onun sağ gözü kördür.
I can't write with this dull pencil.
- Bu kör kalemle yazamıyorum.
This knife is so dull that it can't cut.
- Bu bıçak o kadar kör ki kesemez.
You must be blind as a bat if you couldn't see it.
- Eğer onu göremediysen bir yarasa gibi kör olmalısın.
Tom is as blind as a bat.
- Tom bir yarasa kadar kör.
The knife was so blunt that I could not cut the meat with it and I resorted to my pocket knife.
- Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve çakıma başvurdum.
The pencil is blunt. It needs sharpening.
- Kalem körelmiş. Keskinleştirmeye ihtiyacı var.