He is diabetic and suffers from blindness.
- O şeker hastasıdır ve körlükten muzdariptir.
Even a blind squirrel finds an acorn sometimes.
- Kör bir sincap bile bazen bir meşe palamudu bulur.
Her right eye is blind.
- Onun sağ gözü kördür.
Television can dull our creative power.
- Televizyon yaratıcı gücümüzü köreltebilir.
This knife is so dull that it can't cut.
- Bu bıçak o kadar kör ki kesemez.
He's as blind as a bat.
- O, bir yarasa kadar kör.
You must be blind as a bat if you couldn't see it.
- Eğer onu göremediysen bir yarasa gibi kör olmalısın.
My sword may be blunt, but that's more than enough for someone like you.
- Kılıcım kör olabilir ama o senin gibi biri için fazlasıyla yeterli.
Dan dislikes Matt because he's blunt and insensitive.
- Dan Matt'i kör ve duyarsız olduğu için sevmiyor.