köpekler

listen to the pronunciation of köpekler
Turkish - English
dogs

I prefer cats to dogs. - Kedileri köpeklere tercih ederim.

She bought him a dog. However, he was allergic to dogs, so they had to give it away. - Ona bir köpek aldı. Ancak, o köpeklere alerjisi vardı, bu yüzden birine vermek zorunda kaldı.

canes
köpek
dog

They were afraid of the big dog. - Büyük köpekten korkmuşlar.

She is very fond of dogs. - Köpeklere çok düşkündür.

köpekler güler buna
(Konuşma Dili) It's too funny for words
köpekler için
canine
köpek
doggy
köpek
canine

Lieutenant Dan Anderson sent a canine team to the crime scene. - Teğmen Dan Anderson olay yerine bir köpek ekibi gönderdi.

köpek
bow-wow
köpek
(Tabiat Doğa) (hayvan, Fam: köpekgiller,kelbiye) dog, domestic dog
köpek
vulg. bastard, s.o.b
köpek
dog; bastard, son of a bitch, dog, cur; canine
köpek
kopeck
köpek
pooch

Tom and Mary are dog lovers, and have their pooch groomed once a month. - Tom ve Mary köpek aşıklarıdır, ve köpeklerine ayda bir bakım yaptırırlar.

köpek
bow wow
köpek
(Anatomi) canis
köpek
mutt
köpek
elkhound
Turkish - Turkish

Definition of köpekler in Turkish Turkish dictionary

köpek
Köpekgillerden, boy ve biçim bakımından pek çok cinsi olan, çok iyi koku alan, sadık, bekçilik ve avcılık gibi işler için beslenen memeli hayvan (Canis familiaris): "Onun vaktiyle pek sevdiği küçük, sırtı siyah ve göğsü beyaz, oynak bir köpeği varmış."- A. Ş. Hisar
Köpek
it
köpek
Aşağılık niyetlerle yaltaklanan veya davranışları kötü olan kimse için kullanılan bir sövgü sözü: "Ben bu ite çattığıma bin pişman oldum
köpek
Bu köpekten de aşağı köpeğe uyma."- Y. Kemal
Köpek
hoşhoş
Köpek
havhav
Köpek
seg
Köpek
(Hukuk) KELP
Köpek
kuçukuçu
Köpek
sek
köpek
Aşağılık niyetlerle yaltaklanan veya davranışları kötü olan kimse için sövgü sözü olarak kullanılır
köpek
Köpekgillerden, boy ve biçim bakımından pek çok cinsleri olan, çok iyi koku alan, sadık, bekçilik ve avcılık gibi işler için beslenen memeli hayvan (Canis familiaris)
köpek
(Osmanlı Dönemi) kelb