Tom handed the bowl of buttered popcorn to Mary.
- Tom Mary'ye tereyağlı patlamış mısır kasesini uzattı.
Tom put some rice in a bowl.
- Tom, bir kaseye biraz pirinç koydu.
Lucullo had many golden cups.
- Lucullus'un birçok altın kasesi vardı.
Tom got a box of cereal out of the cupboard and poured himself a bowlful.
- Tom tahıl bulamacı kutusunu dolaptan çıkardı ve kendisine bir kase dolusu koydu.
The soup is in the tureen.
- Çorba çorba kasesinde.