O benden beş yıl daha küçük.
- She is five years junior to me.
Yaşça kendinden küçük olanlara tepeden bakar.
- He is haughty to his juniors.
Genç, neden birlikte bir gruba girmiyoruz?
- Junior, why don't we go into a group together?
Tom, Harvard'da birinci sınıf öğrencisidir.
- Tom is a junior at Harvard.
Tom ve Mary'nin bir çocukları vardı ve ona Tom Junior adını verdiler.
- Tom and Mary had a child and called him Tom Junior.