John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
- John is not as old as Bill; he is much younger.
Daha genç kuşak şeylere farklı şekilde bakar.
- The younger generation looks at things differently.
O, benden beş yaş küçük.
- He is five years younger than me.
Lucy'nin annesi, ona küçük kız kardeşine bakmasını söyledi.
- Lucy's mother told her to take care of her younger sister.