junger mann

listen to the pronunciation of junger mann
German - Turkish
genç adam
English - Turkish

Definition of junger mann in English Turkish dictionary

young man
delikanlı
young man
jön
young man
dadaş
young man
yiğit
youth
nevcivan
youngster
delikanlı

Delikanlı iken şarkı söylemeye başladım. - I began to sing when I was a youngster.

youngster
çocuk
youngster
genç adam
youth
genç adam
young one
bir genç
young person
genç

O seçkin genç bir kişiye rastladı. - He came across an outstanding young person.

Genç bir adam seni dışarıda bekliyor. - A young person is waiting for you outside.

youngster
{i} yavru
youth
(isim) gençlik, dinçlik, bahar, delikanlılık, delikanlı, tazelik, genç, gençler
youth
{i} bahar
youth
{i} gençler

Gençlerden oluşan bir grup yaşlı adama saldırdı. - A group of youths attacked the old man.

Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar. - Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.

German - English
youngling (rarely)
young person
youth
youngster
young one
young man

There were two people in it, one of her girl students and a young man. - Drinnen waren zwei Leute: Eine ihrer Schülerinnen und ein junger Mann.

A young man is singing before the door. - Ein junger Mann singt vor der Tür.

In der Fußgängerzone stand ein junger Mann, der die Leute wegen einer Unterschri
In the pedestrian zone stood a young man buttonholing people to get signatures on a petition
junger mann
Favorites