Elizabeth sevinçliydi.
- Elizabeth was delighted.
Benim için büyük sevinç, o birincilik ödülünü kazandı.
- To my great delight, he won the first prize.
Erkek kardeşim pul koleksiyonundan büyük keyif alır.
- My brother takes great delight in his stamp collection.
İnsanların keyifli olduklarını düşünüyorum.
- I think people are delighted.
Bir dağ zirvesinden güneş'in doğuşunu izlemek bir zevk.
- To see the sunrise from a mountaintop is a delight.
Senin mektubunu aldım ve onu zevkle okudum.
- I have received your letter and read it with delight.