Eğer bu program yoksa, şimdi indirebilirsiniz.
- Wenn Sie nicht über dieses Programm verfügen, können Sie es jetzt herunterladen.
Sonunda ödevimi bitirdim; şimdi yatağa gidebilirim.
- Ich habe meine Hausaufgaben endlich fertig gemacht; jetzt kann ich ins Bett gehen.
O şimdiye kadar okuduğum en iyi kitap.
- Es ist das beste Buch, dass ich bis jetzt gelesen habe.
Saat şimdi yedi kırk beş.
- It's quarter to eight now.
O şimdi iyi; ne çok ağır ne de çok hafif.
- It's good now; neither too heavy nor too light.
Tom'un şu ana kadar Boston'da olması bekleniyor.
- Tom is supposed to be in Boston by now.
Ben şu ana kadar buna alıştım.
- I'm used to it by now.
Bu çılgınca bir fikir gibi görünebilir fakat sanırım hemen şu anda Tom'u ve Mary'i ziyaret etmeye gitmeliyiz.
- It may seem like a crazy idea, but I think we should go visit Tom and Mary right now.
İlerlemek ve faturayı hemen ödemek sanırım mantıklı olur.
- I suppose it makes sense to go ahead and pay the bill right now.
Şu an uzun eteklerin modası geçmiştir.
- Long skirts are out of fashion now.
Şu an sadece ısınıyorum.
- I am only warming up now.
Şimdi bile, biz halen onun gerçek katil olduğundan şüpheleniyoruz.
- Even now, we still doubt that he is the real murderer.
Çabuk ol! Şimdiye dek hazır olman gerekir.
- Hurry up! You should be ready by now.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Şimdi bile zaman zaman artçı şoklar var.
- Even now there are occasional aftershocks.
Uh, now it's really weird...
- Oh, jetzt ist es wirklich verwirrend...
If you're tired, why don't you go to sleep? Because if I go to sleep now I will wake up too early.
- Wenn du müde bist, wieso gehst du nicht schlafen? Weil ich zu früh aufwachen werde, wenn ich jetzt schlafen gehe.