jenseitig

listen to the pronunciation of jenseitig
German - Turkish
l. karsi (diger, öbür) tarafta olan
ßg. uhrevi -seits (Präp. m. Gen.) ötesinde, karsismda; (Adv.) öbür tarafta; karsida; ein Mann ^ der Fünfzig elli yasini geckin bir adam
English - Turkish

Definition of jenseitig in English Turkish dictionary

opposite
{s} zıt

Ölüm yaşamın zıttı değildir: biz ölümümüzü ölürken geçirmezken hayatımızı yaşarken geçiririz. - Dying is not the opposite of living: we spend our life living while we don't spend our death dying.

Onlar zıt yönlere gittiler. - They went in opposite directions.

opposite
aksi

Aksi yöne gitmen gerekir. - You should go in the opposite direction.

opposite
{s} karşıt

İkiz olmalarına karşın onların karşıt kişilikleri vardı. - Although they were twins, they were of opposite personalities.

Zengin olmak, yoksul olmanın karşıtıdır. - Becoming rich is the opposite of becoming poor.

opposite
{e} karşısında

Kimin evi seninkinin karşısında? - Whose house is opposite to yours?

Onların evi otobüs durağının tam karşısında. - Their house is just opposite the bus stop.

opposite
karşı yönde

Sami karşı yönden geliyordu. - Sami was coming in the opposite direction.

Benim görüşüm karşı yönde. - My opinion is the opposite.

opposite
{e} karşısındaki

Bizim evin karşısındaki evde yaşarlar. - They live in the house opposite to ours.

opposite
karşıt olan
opposite
{s} aleyhinde
opposite
karşı

Onu evi caddenin karşı tarafında. - His house is on the opposite side of the street.

Kimin evi seninkinin karşısında? - Whose house is opposite to yours?

opposite
karşıda

Karşıda altı katlı bir bina var. - Opposite there is a six-story building.

opposite
{s} karşı olan
opposite
karşıda olan
opposite
(zarf) karşı yönde, karşı, karşı tarafta, karşı karşıya
opposite
yaprakları karşı karşıya olan
opposite
karşı olan şey veya kimse
opposite
{i} karşı karşıya. 2
opposite
opposite number tekabül eden kimse veya şey
opposite
karşı karşıya
German - English
ulteriorly
otherworldly
otherworld
opposite
ulterior
thithertho