Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.
- Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
O, bana orada kimsenin olup olmadığını sordu.
- He asked me whether anybody was there.
Teröre bulaşan hiç kimseye müsamaha göstermeyeceğiz.
- We will not tolerate anyone who engages in terrorism.
Onlar hiç kimseyi görmediklerini söylediler.
- They said they hadn't seen anyone.
Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.
- Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
Ofisteki hiç kimseyle uyuşmuyor.
- He doesn't get along with anybody in the office.
Ben asla herhangi bir kimseyi öldürmedim.
- I never murdered anybody.
Cevaplayabilecek herhangi birisi var mı?
- Is there anyone who can answer?
Başka herhangi birisi onu hissetti mi?
- Did anyone else feel that?
Herhangi birisi not tuttu mu?
- Did anybody take notes?
O kapıyı herhangi birisi için açma.
- Don't open that door for anybody.
Dev herkes tarafından sevilmiyordu.
- The giant was not loved by anybody.
Tom ve Mary hem çok nazikler hem de isteyen herkese yardımcı olacaklar.
- Tom and Mary are both very kind and will help anybody who asks.
Birisiyle arkadaş olmada çok yavaş.
- He is very slow at making friends with anybody.
Niçin birisi Tom'a yardım etmiyor?
- Why doesn't anybody help Tom?
Bunu güvenli bir yerde sakla. Ona kimsenin dokunmasını istemiyorum.
- Hide this in a safe place. I don't want anyone getting their hands on it.
Onlar hiç kimseyi görmediklerini söylediler.
- They said they hadn't seen anyone.
Herhangi biri onu yapabilir.
- Anyone could do that.
Pekala, evet, fakat herhangi birinin bilmesini istemiyorum.
- Well, yes, but I don't want anyone to know.
Onlar hiç kimseyi görmediklerini söylediler.
- They said they hadn't seen anyone.
Odada hiç kimse yoktu.
- There wasn't anyone in the room.
Bunu kim olsa yapabilir.
- Anybody could do this.
Tom herhangi birine ateş etmedi.
- Tom didn't shoot anybody.
Tom herhangi birinin Mary hakkında bir şey bilip bilmediğini sordu.
- Tom asked if anybody knew anything about Mary.