I wish I could go to Japan.
- Deseo poder ir a Japón.
Mt. Fuji is the highest mountain in Japan.
- El Monte Fuji es la montaña más alta de Japón.
Japan is full of beautiful cities. Kyoto and Nara, for instance.
- Le Japon est rempli de belle villes. Kyoto et Nara par exemple.
I wish I could go to Japan.
- J'aimerais bien pouvoir aller au Japon.
Do you speak Japanese?
- Japonca konuşabiliyor musun?
His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
I'm allergic to Panulirus japonicus.
- Benim Panulirus japonicus'a alerjim var.
I am learning Japanese to play mahjong in Japan.
- Japoncayı Japonya'da mahjong oynamak için öğreniyorum.
I would rather have been born in Japan.
- Japonya'da doğmuş olmayı tercih ederdim.
Yet Japan is still not sufficiently understood by other countries, and the Japanese, likewise, find foreigners difficult to understand.
- Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.
The war affected the way the Japanese view nuclear weapons.
- Savaş Japonların nükleer silahlara bakış şeklini değiştirdi.