Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
- Sie wird mindestens zwei Jahre brauchen, um für diesen Posten qualifiziert zu sein.
Sovyetler Birliği 1957 yılında Sputnik I'i fırlattı.
- Die Sowjetunion startete Sputnik I im Jahre 1957.
Ben dört yıldır Fransızca öğreniyorum.
- Ich lerne jetzt seit vier Jahren Französisch.
Ailem yirmi yıldır burada yaşıyor.
- Meine Familie wohnte hier zwanzig Jahre lang.
Geçen sene bir dünya turu yaptım, bu sene yine başka bir yere süreceğim.
- Letztes Jahr habe ich eine Weltreise gemacht, dieses Jahr fahre ich mal woanders hin.
Saçı uzun değildi geçen sene.
- Voriges Jahr waren ihre Haare nicht lang.
Tekstil endüstrisi serbest rekabet pazarına önümüzdeki yıllarda uyum sağlayacaktır.
- Die Textilindustrie wird sich in den nächsten Jahren an einen Markt des freien Wettbewerbs anpassen.
Onun iki yıl önce öldüğünü bilmiyor muydun?
- Weißt du nicht, dass er seit zwei Jahren tot ist?
Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
- Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
Babası geçen sene ölmüş.
- His father died last year.
İki yılda ilk kez bir film izledim.
- I saw a movie for the first time in two years.
O üç yıldır Japonya'da.
- He has been in Japan for three years.
Babam yakında kırk yaşında olacak.
- My father will soon be forty years old.
On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.
- I learned to play guitar when I was ten years old.
Beş yaşındaki kızım kreşe her zaman mutlu ve enerji dolu gider.
- My five year old daughter always goes to kindergarten happy and full of energy.
Her zaman gelecek yıl vardır.
- There's always next year.
Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra.
- The Russians copy the French ways, but always fifty years later.
On yıl uzun bir zamandır.
- Ten years is a long time.
Geçen yıl yaklaşık bu zaman çok fazla kar vardı.
- We had a lot of snow about this time last year.
Boston geçen yıl ziyaret ettiğim şehirlerden sadece biri.
- Boston is just one of the cities I visited last year.
Tayfunlar her yıl zarara yol açar.
- Typhoons bring about damage every year.
It would be fun to see how things change over the years.
- Es wäre lustig zu sehen, wie die Dinge sich im Lauf der Jahre ändern.
Ten years is a long time to wait.
- 10 Jahre sind eine lange Zeit zum Warten.
This problem is akin to the one we had last year.
- Dieses Problem ähnelt dem, das wir vergangenes Jahr hatten.
I put on a little weight last year.
- Vergangenes Jahr habe ich ein wenig zugenommen.