Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Everyone wants to leave a mark.
- Herkes bir iz bırakmak ister.
I want to leave a mark.
- Bir iz bırakmak istiyorum.
The pregnancy left her with stretch marks.
- Gebelik onu gerilme izleriyle bıraktı.
There are teeth marks on the end of that pencil.
- O kalemin ucunda diş izleri var.
NASA's Mars rover discovered traces of a river bed.
- NASA'nın Mars gezicisi bir nehir yatağının izlerini keşfetti.
Their traces can still be found.
- İzleri hala bulunabilir.
The footprints continued down to the river.
- Ayak izleri nehire kadar devam ediyordu.
The criminal left footprints.
- Suçlu ayak izleri bıraktı.
Tom liked to watch military documentaries.
- Tom, askeri belgeselleri izlemekten hoşlandı.