I was in better shape back then.
- O zamanlar gerçekten daha iyi şekildeydim.
We know we can do better.
- Daha iyi şekilde yapabileceğimizi düşünüyoruz.
I translated the poem the best I could.
- Elimden geldiğince şiiri en iyi şekilde çevirdim.
He made the best of the opportunity.
- O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.