itaat

listen to the pronunciation of itaat
Turkish - English
obedience

Their culture values obedience to those in positions of authority. - Onların kültür değerleri, otorite konumundaki kişilere itaat etmektir.

The duty of a daughter is in obedience. - Bir kızın görevi itaattir.

compliance
subordination

I will not tolerate such subordination. - Ben böyle itaate katlanmayacağım.

obedience, compliance, observance, submission
tameness
subjection
submission

We have the alternative of death and submission. - Ölüm ve itaat alternatifimiz var.

deference
subordinate
observance
subordinating
itaat etmek
obey

Children must obey their parents and parents must obey their employers. - Çocuklar ebeveynlerine itaat etmek zorundadır ve ebeveynler patronlarına itaat etmek zorundadır.

There was no option but to obey. - İtaat etmekten başka bir seçenek yoktu.

itaat etmesi sağlanmış
subdued
itaat etmek
mind
itaat eden
subservient
itaat eden kimse
observer
itaat etme
subservience
itaat etmek
submit
itaat etmek
to obey, to comply (with sth), to submit
itaat etmek
to obey

You are here in order to obey my commands. - Sen emirlerime itaat etmek için buradasın.

He had to obey her decision. - Onun kararına itaat etmek zorunda kaldı.

itaat etmemek
to disobey
itaat etmemek
disobey
itaat etmeyerek
contumaciously
itaat etmek
follow
itaat etmek
comply with
itaat etmek
comply with something
soru sormaksızın itaat etmek
kowtow
itaat etmek
conform to
itaat etmek
(Mukavele) abide by
körü körüne itaat
slavishness
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) itaat etme, söz dinleme, ibâdet
Söz dinleme, boyun eğme, buyruğa uyma
Söz dinleme, boyun eğme, buyruğa uymak
Söz dinleme
İTAAT
(Osmanlı Dönemi) Alınan emre uymak. Söz dinlemek. İnkıyad etmek. Boyun eğmek. Âmirin meşru emirlerini dinleyip ona göre hareket etmek
itaat etmek
Söz dinlemek, boyun eğmek, verilen buyruğa uymak
ADEMİ İTAAT
(Hukuk) İtaatsizlik
itaat
Favorites