istilâ etmek

listen to the pronunciation of istilâ etmek
Turkish - English
invade
flood
overrun
1. to invade. 2. to flood, cover
a) to invade, to overrun b) to infest, to cover
infest
irrupt
spread over
cover
overwhelm
sweep
annex
pervade
istila et
pervade
istila et
{f} infested
istila et
{f} pervading
istila et
infest
istila etme
pervaporation
istila etme
{i} pervading
istila et
invade

In 1950, North Korea invaded South Korea. - 1950'de Kuzey Kore Güney Kore'yi istila etti.

Tom doesn't like it when people invade his personal space by standing too close to him. - İnsanlar ona çok yakın durarak onun kişisel alanını istila ettiğinde Tom bunu sevmez.

yeniden istila etmek
recapture
Turkish - Turkish
Yayılmak, kaplamak, sarmak, bürümek
Bir ülkeyi silâh gücüyle ele geçirmek