Tom gave Mary the stability that she had never had.
- Tom, Mary'ye şimdiye kadar sahip olmadığı istikrarı verdi.
Stability has been elusive.
- İstikrar zor bulunur.
Jack and Betty have been going steady for a month.
- Jack ve Betty bir aydır istikrarlı olarak gitmektedirler.
There was steady economic improvement.
- İstikrarlı ekonomik gelişme vardı.
Kararlılık başarının anahtarıdır.
- İstikrar başarının anahtarıdır.
Tom kararlılıktan yoksun.
- Tom istikrardan mahrum.