istihbaratçı

listen to the pronunciation of istihbaratçı
Turkish - English
intelligence officer
officer in the intelligence department
istihbarat
intelligence

She works for French intelligence. - Fransız İstihbaratı için çalışır.

If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies. - Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.

istihbarat
{i} information

We have information for Tom. - Tom için istihbaratımız var.

If you sign up to Facebook, your information will be sent to intelligence agencies. - Facebook'a üye olursanız, bilgileriniz istihbarat örgütlerine gönderilecektir.

istihbarat
enquiry
İstihbarat
intel

Did Pakistani intelligence really know nothing about the terrorist's whereabouts? - Pakistan istihbaratı gerçekten teröristin nerede olduğu hakkında bir şey biliyor muydu?

I served in the intelligence corps. - Ben istihbarat birliklerinde görev yaptım.

istihbarat
status inquiry
istihbarat
security intelligence
istihbarat
news, information; intelligence
istihbarat
secret information, intelligence
istihbarat
news, information
Turkish - Turkish
istihbaratçı
Favorites