What I want now is not money, but time.
- Şu anda istediğim para değil, fakat zamandır.
I exercise because I want to stay healthy.
- Sağlıklı kalmak istediğim için egzersiz yapıyorum.
Would you like to dance with me?
- Benimle dans etmek ister misin?
You may choose what you like.
- İstediğinizi seçebilirsiniz.
Reservations are required.
- Rezervasyon isteniyor.
Playing the violin requires much practice.
- Keman çalmak çok pratik ister.
When I asked him to lend me some money, he turned down my request.
- Ondan bana biraz ödünç para vermesini istediğimde, o, ricamı geri çevirdi.
My boss refused my request for a raise.
- Patronum zam isteğimi reddetti.
Reservations are required.
- Rezervasyon isteniyor.
I would like to but I have a required course tonight.
- İsterim ama bu gece gerekli bir kursum var.
Tom has requested my assistance.
- Tom yardımımı istedi.
He requested my assistance.
- O benim yardımımı istedi.
I have some cravings.
- Benim bazı isteklerim var.
I don't want to identify myself with that group.
- Bu grupla kendimi tanıtmak istemiyorum.
I want to go to London.
- Londra'ya gitmek isterim.
Tom decided to call for help.
- Tom yardım istemeye karar verdi.
They would call for help.
- Onlar yardım istediler.
He was willing to care for that cat.
- O,o kediye bakmak için istekliydi.
My sponsor was willing to agree to my suggestion.
- Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
Your English composition leaves almost nothing to be desired.
- Senin ingilizce kompozisyonun neredeyse istenecek bir şey bırakmıyor.
There remains nothing to be desired.
- İstenilen bir şey yok.