isteğe

listen to the pronunciation of isteğe
Turkish - English
request
the act of requesting
a formal message requesting something
the state of being sought after
{v} to solicit, petition, desire, ask
A request is a song or piece of music which someone has asked a performer or disc jockey to play. If you have any requests, I'd be happy to play them for you
If you make a request, you politely or formally ask someone to do something. France had agreed to his request for political asylum
If something is given or done on request, it is given or done whenever you ask for it. Leaflets giving details are available on request. S3 to ask for something in a polite or formal way
An event; that is, something that occurs at a particular time, causing a service to be performed
A message sent by a client that identifies an operation to be performed
When you type a URL into a web browser, it sends a request for the item named by that URL to the server Request can mean the entire request or specifically the name of the item contained in the request
A request is the specification of a stimulus being sent to instances It can be either an operation or a signal
a request makes it possible to search for information within a database by specifying certain criteria
Within a Cortex online system, a request is the way to ask for the execution of a service
The series of activities through which the request facilities in the MIS poll for the attributes of and receive notifications from the agents of managed objects A request is based on a request template and is targeted on a specific managed object Each request is made up of multiple states, with, potentially, multiple transitions between those states
A command to the server is called a request It is a single block of data sent over a connection
To address with a request; to ask
To reserve an item that is currently unavailable (out to another patron) When it is available, a notification will be sent
A request is a call for an action The results of the action are recorded in the message, and the message is returned to the sender as a reply
The act of asking for anything desired; expression of desire or demand; solicitation; prayer; petition; entreaty
istek
claim
isteğe bağlı
optional

Even though it's optional, you should still do the homework. - Bu, isteğe bağlı olsa da hala ev ödevini yapman gerekiyor.

Wearing green is optional. - Yeşil giymek isteğe bağlıdır.

istek
wish

She went against her parent's wishes, and married the foreigner. - O, ebeveynlerinin isteklerine karşı çıktı ve yabancı ile evlendi.

I hope your wishes will come true. - İnşallah isteklerin gerçekleşir.

istek
request

The request became a hot political issue in the presidential campaign. - İstek başkanlık kampanyasında sıcak bir siyasi sorun haline geldi.

That's an unusual request. - Bu sıra dışı bir istek.

istek
want

They want to choose their mates by their own will. - Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.

I'm willing to take care of your children, if you want me to. - Eğer benim yapmamı istiyorsan, senin çocuklarına bakmaya istekliyim.

istek
desire

Tom sometimes has trouble understanding other people's motives and desires. - Tom'un bazen diğer insanların güdülerini ve isteklerini anlama sorunu var.

isteğe göre
arbitrarily
isteğe göre
arbitrary
isteğe bağlı
permissive
isteğe bağlı
facultative
isteğe bağlı
unprompted
isteğe bağlı
incidental
isteğe bağlı
discretionary
isteğe bağlı koşul
discretionary clause
isteğe bağlı olarak
arbitrarily
isteğe bağlı olma
permissiveness
isteğe göre
optional
isteğe göre yapılmış
custom built
istek
{i} will

My sponsor was willing to agree to my suggestion. - Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.

He began to study with a will. - O, istekle çalışmaya başladı.

istek
{i} requirement
istek
{i} requisition
istek
{i} aspiration
istek
{i} urge

When I read about the untranslatability of some language, I feel an irresistable urge to go back to my desk and translate another novel. - Bir dilin çevirilemezliği hakkında bir şey okuduğum zaman, çalışma masama dönüp başka bir roman çevirmek için karşı konulmaz bir istek duyuyorum.

isteğe bağlı
{s} elective
istek
mind
isteğe bağlı
{s} arbitrary
istek
(Ticaret) sale

One of the items on your wish list is on sale. - İstek listendeki öğelerden biri satlıktır.

Tom assumes Mary will be willing to help with the bake sale. - Tom Mary'nin fırın satışında yardım etmeye istekli olacağını farzediyor.

istek
(Bilgisayar) prompt
istek
accord
istek
(Ticaret) motive

Tom sometimes has trouble understanding other people's motives and desires. - Tom'un bazen diğer insanların güdülerini ve isteklerini anlama sorunu var.

istek
calling
istek
fancy
istek
rush
istek
dream
istek
market
istek
thirst
istek
drily
istek
ambition
istek
(Ticaret) motivation
isteğe bağlı
voluntary

Donations are voluntary. - Bağışlar isteğe bağlıdır.

isteğe bağlı
(Bilgisayar) demand
istek
run
istek
zeal

She was a zealous worker for charity. - Yardım için istekli bir çalışandı.

istek
eagerness
istek
demand

You must not give way to those demands. - Bu isteklere boyun eğmemelisin.

I gave in to her demands. - Onun isteklerine boyun eğdim.

istek
{i} wanting
istek
appetite
istek
avidity
istek
vision
istek
disposition
istek
ardour
isteğe bağlı
discretional
istek
{i} hunger
istek
{i} bent
istek
enthusiasm
istek
pleasure
istek
wish, desire, aspiration; appetite; demand, sale; request
istek
readiness
istek
Grace
istek
alacrity
istek
propensity
istek
wish, desire
istek
device
istek
instance
istek
intentness
istek
earnestness
istek
inclination, appetite
istek
devoutness
istek
adjuration
istek
desiderative
istek
{i} studiousness
istek
{i} suit
istek
{i} stomach
istek
{i} relish
istek
prurient
istek
wants

Separate your wants from your needs. - İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.

We aim to satisfy our customers' wants and needs. - Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.

isteğe göre
ad lib
Turkish - Turkish

Definition of isteğe in Turkish Turkish dictionary

İstek
talep
istek
Bir şeye duyulan eğilim, arzu: "Yanıma yaklaşan gölge, o eski şarkıyı gerçek bir istekle tekrarlıyordu."- Ç. Altan
istek
Yerine getirilmesi başkasından istenilen şey, talep. İstek ve niyet kavramı veren isteme kipi
istek
İstek ve niyet kavramı veren isteme kipi.Türkçede bu kip fiil kök veya gövdesine -a/-e eki getirilerek kurulur
istek
Yerine getirilmesi (başkasından) istenilen şey, talep
istek
Belirli bir ihtiyacı karşılayacağı düşünülen nesne veya duruma karşı duyulan özlem, arzu
istek
Bir şeye duyulan eğilim, arzu
istek
(Osmanlı Dönemi) talep
İstek
özenç
İsteğe bağlı
(Hukuk) İHTİYARİ
isteğe
Favorites