About half of all American workers do not have access to workplace retirement savings plan.
- Tüm Amerikan işçilerinin yaklaşık yarısının iş yeri emeklilik tasarruf planına girişleri yok.
Robots are great in the workplace, because they don't need toilet or meal breaks, don't get sick or come to work with a hangover.
- Robotlar iş yerinde harika, çünkü onların tuvalete ve yemek molalarına ihtiyacı yok, hastalanmazlar ya da işe bir içki mahmurluğu ile gelmezler.
My office is near Starbucks.
- İş yerim Starbucks'a yakın.
Proper clothes count for much in business.
- Uygun elbiseler iş yerinde çok önemlidir.
Tom is a happy guy who likes his job and feels good about his workplace.
- Tom işini seven mutlu bir adam ve işyeri hakkında iyi hissediyor.
How would you describe the culture of your workplace?
- İşyerindeki kültürü nasıl tanımlardın?
The authorities fined the shop because of a disorder in the electronic balance.
- Elektronik terazideki bir arıza nedeniyle yetkililer işyerine para cezası verdi.
I do a good job with my work.
- Benim işyeri ile iyi bir iş yaparım.
Tom is a happy guy who likes his job and feels good about his workplace.
- Tom işini seven mutlu bir adam ve işyeri hakkında iyi hissediyor.
An empty head is the devil's workshop.
- Boş kafa şeytanın işyeridir.
Tom is a happy guy who likes his job and feels good about his workplace.
- Tom işini seven mutlu bir adam ve işyeri hakkında iyi hissediyor.
How would you describe the culture of your workplace?
- İşyerindeki kültürü nasıl tanımlardın?