invariably, steadily, always, ever

listen to the pronunciation of invariably, steadily, always, ever
English - Turkish

Definition of invariably, steadily, always, ever in English Turkish dictionary

constantly
sıkça
constantly
devamlı/sabit olarak
constantly
ikide bir
constantly
ikide birde
constantly
mükerrer olarak
constantly
sabit düzeyde
constantly
durmaksızın
constantly
sık sık

Tom sık sık kendisiyle çelişir. - Tom constantly contradicts himself.

Lütfen sık sık sözümü kesmekten kaçınır mısınız! - Could you please refrain from interrupting me constantly!

constantly
devamlı
constantly
sürekli

O, sürekli şikâyet ediyor. - He is constantly complaining.

O, sürekli mektuplar yazıyor. - She is constantly writing letters.

constantly
hiç durmadan
constantly
sürekli olarak

O, benden sürekli olarak ödünç para alıyordu. - He was constantly borrowing money from me.

Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum. - I'm constantly telling her to behave herself.

constantly
daima

Daima kendi kendime lakırdı ederim. - I constantly talk to myself.

English - English
{a} constantly
invariably, steadily, always, ever
Favorites