Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum.
- I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.
Ben, bu ürünü tanıtmak için doğru zaman olduğunu düşünüyorum.
- I think the time is right to introduce this product.
Seni geçen gün bahsettiğim beyefendiyle tanıştırmak istiyorum.
- I'd like to introduce to you the gentleman I told you about the other day.
Seni arkadaşlarımdan bazılarına tanıştırmak istiyorum.
- I'd like to introduce you to some of my friends.
O beni erkek kardeşi ile tanıştırdı.
- She introduced me to her brother.
Seninle tanıştırdığım şirket başkanı, seni tekrar görmek istiyor.
- The president of the company, to whom I introduced you, wants to see you again.
Tom'u Mary ile tanıştırmak istiyorum.
- I'd like to introduce Tom to Mary.
Seni geçen gün bahsettiğim beyefendiyle tanıştırmak istiyorum.
- I'd like to introduce to you the gentleman I told you about the other day.
Tom'u Mary ile tanıştırmak istiyorum.
- I'd like to introduce Tom to Mary.
Palmiye ağaçları gibi yabancı bitkilerin tanıtımı ekosistemlere zarar verebilir.
- Introducing foreign plants, such as palm trees can damage ecosystems.
Transistör'ün icadı yeni bir çağ başlattı.
- The invention of the transistor introduced a new era.
O, bana kız kardeşini tanıttı.
- He introduced his sister to me.
Tom Mary'yi John'a tanıttı.
- Tom introduced Mary to John.
Various pollutants were introduced into the atmosphere.
Let me introduce you to my friends.
Let me introduce our guest speaker.
The prickly pear cactus is an introduced species in Australia.
... I'd like to quickly introduce the 17 sessions that we're ...
... Then third, I'd like to introduce Professor Fumikiho ...