Onun külleri burada gömülüdür.
- His ashes are buried here.
Tom Boston'da gömülüdür.
- Tom is buried in Boston.
İki ülke arasındaki bu anlaşmazlıklar, uluslararası hukuka uygun olarak çözülmelidir.
- These disputes between the two nations should be solved in accordance with international law.
Çevirmenler farklı kültürler arasında aracılık ederler.
- Interpreters mediate between different cultures.
İki olay arasında yıllar geçer.
- Years intervene between the two incidents.
Perde arası ne zaman?
- When is the intermission?
Akrotiri, volkanik kül altına gömülmüş bir Bronz çağı yerleşimidir.
- Akrotiri is a Bronze age settlement that was buried under volcanic ash.
Sami çok tenha bir yere gömülmüştü.
- Sami was buried in a very secluded place.
Öldüğümde onun yanına gömülmek istiyorum.
- When I die, I want to be buried next to her.
Nasıl gömülmek istediğini yazdı.
- He wrote how he wished to be buried.
O, az önce New Tokyo International Airport'a vardı.
- He has just arrived at New Tokyo International Airport.
Bazı insanlar Klingon, Interlingua ve Esperanto gibi dilleri öğrenmenin zaman kaybı olduğunu düşünmektedir.
- Some people consider it a waste of time to study languages such as Klingon, Interlingua and Esperanto.
Onun külleri burada gömülüdür.
- Her ashes are interred here.
J. F. Kennedy Arlington mezarlığına gömüldü.
- J.F. Kennedy was buried in Arlington Cemetery.
Onlar onu mezarına gömdüler.
- They buried him in his grave.
Geçen gün yoğun bir eyaletler arası yolun ortasında benzinim bitti.
- The other day I ran out of gas in the middle of a busy Interstate.
Kavşağın ortasında gazımız bitti.
- We ran out of gas in the middle of the intersection.
Tom ve Mary'nin birbiriyle çıkmaktan vazgeçtiğini bilmekle ilgilenebileceğini düşündüm.
- I thought you might be interested to know that Tom and Mary have quit dating each other.
Cümleyi birbiriyle zıt iki farklı biçimde çevirmek mümkün.
- The sentence is capable of two interpretations, of which the first is the exact opposite of the other.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Onlar karşılıklı ilgi alanları konusunda sizinle konuşmak istiyorlar.
- They want to talk to you about areas of mutual interest.
I Richard's body have interred new, and on it have bestow'd more contrite tears than from it issu'd forced drops of blood.
The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do the right thing.
- The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do what is right.
The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do what is right.
- The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do the right thing.