Tom bir simültane tercüman olmak istiyor.
- Tom would like to become a simultaneous interpreter.
Ben bir simültane tercüman olarak görev yaptım.
- I acted as a simultaneous interpreter.
Bir çevirmenin yardımı olmadan konuştuk.
- We talked without the aid of an interpreter.
Amcam bana çevirmen olarak görev yaptırdı.
- My uncle made me serve as interpreter.
Wei Li had to interpret the whole speech, and they didn't even give her any study materials beforehand.