Bu kitabı çok ilginç buldum.
- I found this book very interesting.
O bana ilginç görünüyor.
- It seems interesting to me.
Neden cümleler? ... diye sorabilirsiniz. Güzel, çünkü cümleler daha ilgi çekicidir.
- Why sentences? …you may ask. Well, because sentences are more interesting.
Bana ödünç verdiğin dergi çok ilgi çekici.
- The magazine you lent me is very interesting.
O, şu anda ilginç bulduğu her şeyle ilgilenir.
- He goes in for whatever he finds interesting at the moment.
Bir sürü insan arabaları ilginç buluyor fakat ben onların hiç biriyle ilgilenmiyorum.
- A lot of folks find cars interesting, but I'm not interested in them at all.
Neden cümleler? ... diye sorabilirsiniz. Güzel, çünkü cümleler daha ilgi çekicidir.
- Why sentences? …you may ask. Well, because sentences are more interesting.
O iş, çok ilgi çekici değildi. Ancak, ücreti iyiydi.
- That job wasn't very interesting. However, the pay was good.
İskoç Galcesi çok enteresan, değil mi?
- Scottish Gaelic is very interesting, isn’t it?
Kitap enteresan mıydı?
- Was the book interesting?
Bu tip insan, ilgi çekici değildir.
- This type of person isn't interesting.
Bir banka bize faizle ödünç para verir.
- A bank lends us money at interest.
Hükümet programa katılan firmalara faizsiz kredi sağlayacak.
- The government will provide interest-free loans to firms that participate in the program.
O bana ilginç görünüyor.
- It seems interesting to me.
Komşumla ilginç bir muhabbet ettim.
- I had an interesting conversation with my neighbor.
Onlar ortak çıkarları tarafından birbirine bağlıdır.
- They are bound together by common interests.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Tom Amerika'daki birçok insanın niçin beyzbolun futboldan daha ilginç olduğunu düşündüklerini merak etti.
- Tom wondered why many people in America think that baseball is more interesting to watch than soccer.
Piotr futbola meraklıdır.
- Piotr is interested in soccer.
Tom toplantı sırasında önemli bir konudan bahsettti.
- Tom brought up an interesting point during the meeting.
Bu ilginç ama önemli değil.
- That's interesting, but not important.
Üreme benim ilgimi çekmiyor.
- Procreation does not interest me.
O, birçok şeyle ilgilenmektedir.
- He's interested in many things.
Her birimiz az çok sanatla ilgilenmektedir.
- Every one of us is more or less interested in art.
Biz barış yararına çalışıyoruz.
- We are working in the interest of peace.
Bu kitap sadece ilginç değil, aynı zamanda yararlı.
- This book isn't just interesting, but also useful.
Seni ilgilendirebilecek bir şeyim var.
- I have something that might interest you.
Sizi ilgilendiren herhangi bir kitap okuyabilirsiniz.
- You can read any book that interests you.
Şirkette %50'lik bir hisseye sahibiz.
- We have a 50% interest in the company.
Onun, şirkette yüzde 10'luk bir hissesi var.
- She has a 10 percent interest in the company.
Tom'un geniş bir ilgi alanı var.
- Tom has a wide range of interests.
There are two interestingness measures for association rules which are minimum support and minimum confidence.
İlginiz için teşekkür ederim.
- Thank you for your interest.
İlginç bir kişi olmak için aklınızı beslemek ve egzersiz yaptırmak zorundasınız.
- To be an interesting person you have to feed and exercise your mind.
Görüşünü duymaya hepimiz ilgi duyardık.
- We'd all be interested in hearing your opinion.
Sadece senin dar görüşlü fikirlerin ilginç.
- Only your narrow-minded ideas are interesting.
Ortak çıkarları paylaşıyor musunuz?
- Do you share common interests?
Biz değerleri ve çıkarları paylaştık.
- We have shared values and interests.
Biz öğrenmeyi, etkili, ilginç ve etkileyici yapmak istiyoruz.
- We want to make learning effective, interesting, and fascinating.
Bayan Tanaka, yeni öğretmen, Japoncayı haftada iki kez ilgili öğrencilerine müfredat dışı etkinlik olarak öneriyor.
- Mrs. Tanaka, the new teacher, is offering Japanese as an extra curricular activity twice a week to interested students.
His young wife ... was at church with her mother, and suddenly overcome by indisposition, arising from her interesting condition, she could not remain standing, she drove home in the first sledge, a smart-looking one, she came across.
Our bank offers borrowers an annual interest of 5%.
I have business interests in South Africa.
He has a lot of interest in vintage cars.
... get into here, although that's generally the thing people find interesting about him, but ...
... [ Laughter ] >>Kevin Allocca: I think that's interesting. ...