Tom çok yoğun bir kişi.
- Tom is a very intense person.
Fırtınanın durması söyle dursun, çok daha fazla yoğunlaştı.
- Far from stopping, the storm became much more intense.
O gerçekten şiddetliydi.
- That was really intense.
Bu örümceğin ısırması şiddetli ağrıya sebep olur.
- The bite of this spider causes intense pain.
'The Capt'n's been ridin' the devil's own pace,' said Dalton the coachman.
... they're doing something awesome and intense. But then, you humiliate them and you embarrass ...
... However, when you need an intense one on one engagement ...