instructor; director; escort; leader; manual, handbook

listen to the pronunciation of instructor; director; escort; leader; manual, handbook
English - Turkish

Definition of instructor; director; escort; leader; manual, handbook in English Turkish dictionary

guide
{f} rehberlik etmek

Tanrılar sonuna kadar insanlığa rehberlik etmek için yeryüzüne indiler. - Gods came down on earth to guide humanity to its end.

Ben Nagasaki çevresinde onlara rehberlik etmek için onlarla birlikte gittim. - I went with them so that I could guide them around Nagasaki.

guide
{i} rehber

Bir sonraki rehberli tur saat kaçta? - When is the next guided tour?

Nagasaki çevresinde onlara rehberlik edebilmem için kadınla birlikte gittim. - I went with the women so that I could guide them around Nagasaki.

guide
tırnak
guide
{f} yönlendirmek
guide
{f} götürmek
guide
kılavuzluk etmek
guide
{f} rehberlik et

Tom ormanda bize rehberlik etti. - Tom guided us through the woods.

Size rehberlik etmek için hiçbir ders kitabı cevabının mevcut olmayacağı durumlar olacaktır. - There will be situations where no textbook answer will be available to guide you.

guide
{i} kılavuz

Şehre bir kılavuz nereden satın alabilirim. - Where can I buy a guide to the city?

Kılavuza göre bu çevredeki en iyi restoran burası. - According to the guidebook, this is the best restaurant around here.

guide
{i} model
guide
işaret etmek
guide
{f} sevketmek
guide
(Tıp) Oluklu sonda
guide
{i} rehber kitabı, rehber
guide
{i} örnek
guide
{f} öncülük etmek
guide
{i} danışman
guide
{f} yönetmek, idare etmek
guide
(Askeri) HİZAYA GELMEK, İSTİKAMETE GELMEK: Yürüyüşte diğer bir şahıs, birlik veya cisimden, yerine göre, hizaya gelmek veya istikamet almak. Ayrıca bakınız: "alignment"
English - English
{i} guide
instructor; director; escort; leader; manual, handbook
Favorites