instruction for a broker or dealer to buy or sell a security or commodity

listen to the pronunciation of instruction for a broker or dealer to buy or sell a security or commodity
English - Turkish

Definition of instruction for a broker or dealer to buy or sell a security or commodity in English Turkish dictionary

order
{f} sipariş vermek

Sipariş vermek için hazır mısınız? - Are you ready to order?

Sipariş vermek istediğinizde bana söyleyin. - Tell me when you'd like to order.

order
{i} sipariş

Onun siparişi pastırma ve yumurtadır. - Bacon and eggs is his order.

Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir zincir denilir. - A totally ordered set is often called a chain.

order
{i} şeref rütbesi
order
{i} dizi
order
(Biyoloji,Gıda) takım

Yarışa katılmak için yeni bir takım kuruldu. - A new team was formed in order to take part in the race.

Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir zincir denilir. - A totally ordered set is often called a chain.

order
{i} paso
order
buyrultu
order
düzenini sağlamak
order
düzensiz

Onun odası her zaman düzensizdir. - His room is always out of order.

Uçağın kontrolleri düzensizdi. - The controls of the plane were out of order.

order
(Kanun) hükmetmek
order
durum

Sami'nin SUV'u mükemmel çalışır durumda. - Sami's SUV is in perfect working order.

Oda kusursuz durumda. - The room is in immaculate order.

order
ısmarlama

Ben bunu ısmarlamadım. - I did not order this.

Onu ısmarlamamı ister misiniz? - Would you like me to order it?

order
rütbe
order
havale

Onu Boston'dan posta havalesi ile aldım. - I got it mail order from Boston.

order
sınıf

Onlar onu mesele çıkarmak için sınıfta olmakla suçladılar. - They accused him of being in the classroom in order to cause trouble.

Çocuklara sınıfta yüksek sesle konuşmamalarını emretti. - He ordered the boys not to shout in the classroom.

order
tertip
order
(n) sipariş
order
{i} cins, çeşit
order
(Mukavele) talep, sipariş; düzenleme; emir
order
(Tekstil) ısmarlamak, sipariş etmek
English - English
order
instruction for a broker or dealer to buy or sell a security or commodity

    Hyphenation

    in·struc·tion for a bro·ker or deal·er to buy or sell a se·cu·ri·ty or com·mo·di·ty

    Turkish pronunciation

    înstrʌkşın fôr ı brōkır ır dilır tı bay ır sel ı sîkyûrıti ır kımädıti

    Pronunciation

    /ənˈstrəksʜən ˈfôr ə ˈbrōkər ər ˈdēlər tə ˈbī ər ˈsel ə səˈkyo͝orətē ər kəˈmädətē/ /ɪnˈstrʌkʃən ˈfɔːr ə ˈbroʊkɜr ɜr ˈdiːlɜr tə ˈbaɪ ɜr ˈsɛl ə sɪˈkjʊrətiː ɜr kəˈmɑːdətiː/
Favorites