O, çocuklarını eğitmek için saçını süpürge etti.
- She took pains to educate her children.
Ford kötü eğitim gördü.
- Ford was poorly educated.
21. yüzyılda eğitimli bir akla sahip olmak ne anlama geliyor?
- What does it mean to have an educated mind in the 21st century?
Tom oldukça tahsilliydi ve birkaç dili akıcı şekilde konuşurdu.
- Tom was highly educated and spoke several languages fluently.