İnsanlara öğretmek için hayvanları kullanırım.
- I use animals to instruct people.
Üç yıldır bir kayak öğretmeniyim.
- I've been a ski instructor for three years.
Bu kitap hem ilginç hem de öğretici.
- This book is both interesting and instructive.
Tom serbest paraşütçü eğitmeni.
- Tom is a skydiving instructor.
Tom iyi bir eğitmendir.
- Tom is a good instructor.
Ben yönergeleri izlemedim.
- I didn't follow instructions.
Bütün yönergeleri izleyin.
- Follow all instructions.
Kitapların hepsi öğretici değil.
- Not all of the books are instructive.
Bu kitap hem ilginç hem de öğretici.
- This book is both interesting and instructive.
Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
- You can't go wrong if you read the instructions carefully.
Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.
- The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions.
Talimatları dikkatle okursanız, yanlış yapmazsınız.
- You can't go wrong if you read the instructions carefully.
O stajyerlere talimatları verdi fakat onlar talimatlarla ilgili karar veremediler.
- He gave instructions to the trainees, but they couldn't make heads or tails of them.
Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
- Instructional videos are a key component of many online courses.
Çocuklar açıklamaları anlıyor gibi görünmüyorlardı.
- The children didn't seem to understand the instructions.
Eğitimci öğleden sonraları talimatlar verdi.
- The trainer gave instructions in the afternoons.
Kırsalda İngilizce eğitimi seviyesi çok düşük.
- The level of English instruction in the country is very low.
Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.
- The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions.
O stajyerlere talimatları verdi fakat onlar talimatlarla ilgili karar veremediler.
- He gave instructions to the trainees, but they couldn't make heads or tails of them.
Ben yönergeleri izlemedim.
- I didn't follow instructions.
Bir bambu bisikletin nasıl yapıldığıma dair yönergeler aldık.
- We received instructions on how to make a bamboo basket.
Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
- Instructional videos are a key component of many online courses.
Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.
- I have attached instructions on how to use FTP to access our files.
Bir bilgisayar programı bilgisayara ne yapacağını söyleyen bir talimatlar listesidir.
- A computer program is a list of instructions that tell the computer what to do.
Çocuklar açıklamaları anlıyor gibi görünmüyorlardı.
- The children didn't seem to understand the instructions.
Tom'un direktiflerini uyguladım.
- I carried out Tom's instructions.
Tom'un direktiflerini uyguladım.
- I carried out Tom's instructions.
Çocuklar açıklamaları anlıyor gibi görünmüyorlardı.
- The children didn't seem to understand the instructions.
Ben yönergeleri izlemedim.
- I didn't follow instructions.
Bir bambu bisikletin nasıl yapıldığıma dair yönergeler aldık.
- We received instructions on how to make a bamboo basket.
Tom'un direktiflerini uyguladım.
- I carried out Tom's instructions.
Dosyalarımıza giriş için FTP'nin nasıl kullanılacağına dair bilgileri ekledim.
- I have attached instructions on how to use FTP to access our files.
Bir bilgisayar programı bilgisayara ne yapacağını söyleyen bir talimatlar listesidir.
- A computer program is a list of instructions that tell the computer what to do.
Kitaplardan hiçbiri eğitici değil.
- None of the books are instructive.
Bu kitap ilgi çekicidir,üstelik çok eğitici.
- This book is interesting and, what is more, very instructive.
Listen carefully when someone instructs you to assemble.
If my instructions may be your guide.
Instruction will be provided on how to handle difficult customers.
Well, that was an instructive lesson.