No one man can answer what's the meaning of life; this question stands before all mankind.
- Hiç kimse yaşamın anlamının ne olduğunu yanıtlayamaz; bu soru insanlık öncesine dayanıyor.
That's one small step for a man, one giant leap for mankind.
- Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
Slavery is a crime against humanity.
- Angarya, insanlık dışı bir suçtur.
Literature teaches us about humanity.
- Edebiyat bize insanlık hakkında öğretir.
Slavery is a crime against humanity.
- Kölelik, insanlık dışı bir suçtur.
War is a crime against humanity.
- Savaş, insanlık dışı bir suçtur.
Throughout the centuries humankind has tracked the sun, the stars, and the universe.
- İnsanlık yüzyıllar boyunca yıldızlar, güneş ve evreni izledi.
We went to see the Museum of Humankind, but it is closed on Tuesdays.
- Biz İnsanlık Müzesini görmeye gittik ama o, salı günleri kapalıymış.
That's one small step for a man, one giant leap for mankind.
- Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
That's one small step for man, one giant leap for mankind.
- Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
Products with GMO are dangerous to human life.
- GDO'lu ürünler insan hayatı için tehlikelidir.
War is a crime against humanity.
- Savaş, insanlık dışı bir suçtur.
There are many people in Asia.
- Asya'da bir sürü insan vardır.
Man is the only animal that can laugh.
- İnsan gülebilen tek hayvandır.
That seems inhumane to me.
- O benim için insanlık dışı görünüyor.
On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time.
- İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil.
Human beings succeeded in flying into space.
- İnsanoğlu uzaya uçmayı başardı.
What sort of person would do that kind of thing?
- O tür şeyi ne tip insan yapardı?
Older people are often afraid of trying new things.
- Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
Isn't that the most humane punishment for criminals?
- Bu, suçlular için en insancıl ceza değil midir?
On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time.
- İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil.
As a result, people have got so used to being paid this way that they're uncomfortable with any other.
- Sonuçta, insanlar kendilerine bu şekilde ödeme yapılmasına öyle alışmışlar ki başka türlüsünden rahatsız oluyorlar.
People have different personalities.
- İnsanların farklı kişilikleri var.
The buying and selling of peoples' personal information is becoming a big issue.
- İnsanların kişisel bilgilerini almak ve satmak önemli bir sorun oluyor.
That's one small step for a man, one giant leap for mankind.
- Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
- Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
You're a terrible judge of character.
- Sen kötü bir insan sarrafısın.
I've always been a good judge of character.
- Her zaman insan sarrafıydım.
You are a mean person.
- Sen kötü bir insansın.
A person's heart is approximately the same size as their fist.
- Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
Men, dogs, fish, and birds are all animals.
- İnsanlar, köpekler, ve kuşlar hepsi hayvandır.
Does mankind have dominion over animals and birds?
- İnsanların hayvanlar ve kuşlar üzerinde hakimiyeti var mıdır?
Each human being is an individual.
- Her insan bir bireydir.
Poverty is not an accident. Like slavery and apartheid, it is man-made and can be removed by the actions of human beings.
- Yoksulluk tesadüf değildir. Kölelik ve apartheid gibi insan ürünüdür ve insan etkinlikleriyle ortadan kaldırılabilir.
This book says the earliest man-made bridges date back to the New Stone Age.
- Bu kitap en eski insan yapısı köprülerin Yeni Taş Çağına kadar uzandığını söylüyor.
After First Contact, the material and spiritual development of humanity flourished.
- İlk temastan sonra, insanlığın maddesel ve ruhsal gelişimi ilerledi.
So long as the human spirit thrives on this planet, music in some living form will accompany and sustain it and give it expressive meaning.
- İnsan ruhu yeryüzünde bulunduğu müddetçe; müzik, canlı bir varlık gibi ona eş ve destek olup büyük anlam katacak.
The people on this earth are all mortals.
- Bu dünyadaki insanların hepsi ölümlüdür.
All human beings are mortal.
- Bütün insanlar ölümlüdür.
You should work in the interests of humanity.
- İnsanlığın çıkarları için çalışmalısın.
Slavery is a crime against humanity.
- Angarya, insanlık dışı bir suçtur.
What anthropoid would your girlfriend be most like? What a question... Well, um... An orangutan, I guess.
- Kız arkadaşını en çok hangi insansı maymuna benzetirdin? Ne biçim bir soru ... Peki, um ...Sanırım, bir orangutan.
Eating animals is not that different from anthropophagy or cannibalism.
- Hayvanları yeme, insan yeme ve yamyamlıktan o kadar farklı değildir.
He is a very forgetful fellow.
- O, çok unutkan bir insandır.
Humans are the only living creatures that make use of fire.
- İnsanlar ateş kullanan yaşayan tek yaratıklardır.
The most instinctive act of nearly every creature is to protect its young, and with humans, this response persists for a lifetime.
- Neredeyse her canlının en içgüdüsel davranışı küçüklerini korumaktır, ve insanlarda bu müdahale hayat boyu sürer.