Definition of inişin in Turkish English dictionary
- of landing
- iniş
- landing
There's a problem with the plane's landing gear.
-Uçağın iniş takımında bir sorun var.
The spaceship made a perfect landing.
-Uzay gemisi mükemmel bir iniş yaptı.
- iniş
- {i} descent
Ladies and gentlemen, we are about to begin our descent.
-Bayanlar ve baylar yakında inişimize başlamak üzereyiz.
A baby was flung out of its mother's arms when a plane hit severe turbulence while commencing its descent prior to landing.
-Bir bebek iniş öncesinde inişe başlarken bir uçak şiddetli türbülansa çarptığında bir bebek annesinin kollarına atıldı.
- iniş
- down
Life is full of ups and downs.
-Hayat çıkışlarla ve inişlerle doludur.
Most people have ups and downs in their marriages.
-Çoğu insanın kendi evliliklerinde inişleri ve çıkışları vardır.
- iniş
- fall
- iniş
- descend
- iniş
- decline
The exchange rate of the dollar versus the euro has declined.
-Doların Avroya karşı kuru inişe geçti.
- iniş
- drop
- iniş
- declitivity
- iniş
- downhill
- iniş
- dip
- iniş
- {i} stepping down
- iniş
- {i} descending
- Her inişin bir çıkışı her çıkışın bir inişi vardır
- (Atasözü) Every declivity has an acclivity and every acclivity has a declivity
- iniş
- alighting
- iniş
- landıng
- İniş
- descenders
- her yokuşun bir inişi, her inişin bir yokuşu vardır
- (Atasözü) All problems eventually get worked out
- iniş
- descent, landing
- iniş
- descent, landing; declivity, dip, downward slope
- iniş
- (yol) downgrade
- iniş
- touchdown
- iniş
- declivity
- iniş
- catabasis
Related Terms
Definition of inişin in Turkish Turkish dictionary
- iniş
- Araçlı jimnastikte, atlayarak veya hızlanarak araçtan ayrılma durumu
- iniş
- İnme işi veya biçimi
- iniş
- Yukarıdan aşağıya doğru gittikçe alçalan eğimli yer
- iniş
- Gerileyiş, çöküş
- iniş
- Yukarıdan aşağıya gittikçe alçalan eğimli yer, yokuş karşıtı
- İniş
- (Osmanlı Dönemi) HADUR