inholder

listen to the pronunciation of inholder
English - Turkish

Definition of inholder in English Turkish dictionary

inhabitant
{i} sakin

O, bu kasabanın sakinleri tarafından bir yetkili seçildi. - He was elected an official by the inhabitants of this town.

Dün, kardeşim sakinlere yardım etmek için Fukushima'ya gitti. Korkarım ki radyasyon artacak. - Yesterday my brother went to Fukushima to help the inhabitants. I'm afraid that the radiation will increase.

inhabitant
ikamet eden
inhabitant
{i} yerli
inhabitant
{i} oturan kimse
inhabitant
{i} (bir yerde) oturan kimse, sakin
inhabitant
oturan

Libya'daki Yefren şehrinin 30.000 oturanı var. - The city of Yefren in Libya has 30,000 inhabitants.

Kaç tane oturan kişi var? - How many inhabitants are there?

inhabitant
ikamet eden kimse
inhabitant
oturan kimse (bir yerde)
inhabitant
yerleşik halk

Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır. - In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.

English - English
inholder
Favorites