inevitably; of necessity

listen to the pronunciation of inevitably; of necessity
English - Turkish

Definition of inevitably; of necessity in English Turkish dictionary

necessarily
şart

Gözünüzle gördüğünüz şeylerin doğru olması şart değil. - Things that you see with your eyes are not necessarily true.

necessarily
zorunlu olarak

Futbol zorunlu olarak erkeklerle sınırlı değildir. - Soccer is not necessarily confined to men.

Ben o konuda zorunlu olarak seninle aynı fikirde olamam. - I can't necessarily agree with you on that point.

necessarily
ister istemez

İster istemez çevirilere güvenmiyorum. - I don't necessarily trust translations.

İster istemez kolay olmayacak. - It won't necessarily be easy.

necessarily
ille de

Tom ille de oraya tek başına gitmek zorunda değil. - Tom doesn't necessarily have to go there by himself.

Başarı ölçüsü ille de para değildir. - The measure of success is not necessarily money.

necessarily
mutlaka

Hava durumu tahmini mutlaka güvenilir değildir. - The weather forecast is not necessarily reliable.

Büyük bir unvan mutlaka yüksek bir görev anlamına gelmez. - A big title does not necessarily mean a high position.

necessarily
muhakkak

Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez. - The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants.

Uçak rezervasyonunu teyit etmek için muhakkak havaalanına gitmek zorunda değilsin. - You don't necessarily have to go to the airport to reconfirm your plane reservation.

necessarily
olmazsa olmaz
English - English
necessarily
inevitably; of necessity
Favorites