Hoşgörününüz için size teşekkür ederim.
- Thank you for your indulgence.
Aşırı düşkünlük çocuğu şımarttı.
- Excessive indulgence spoiled the child.
İlaçlar hem bağımlılık hem de hoşgörüye sebep olabilir.
- Drugs can cause both dependency and tolerance.
Korkaklara hiçbir hoşgörüm yok.
- I have no tolerance of cowards.
Tolerans kötülüğe uygulandığında bir suç olur.
- Tolerance becomes a crime when applied to evil.
Tom'un ağrı için düşük toleransı var.
- Tom has a low tolerance for pain.