Toptan fiyatlarda bir artış oldu.
- There's been a an increase in wholesale prices.
Tom çiçek toptancısı olarak işinden emekli oldu.
- Tom retired from his job as a wholesaler of flowers.
O rastgele ayakkabı satın alıyor.
- She buys shoes indiscriminately.
Toptan satış tabakaları ile karakterize edilen Japon dağıtım sistemi karmaşık ve masraflıdır.
- The Japanese distribution system, characterized by layers of wholesale, is complex and costly.
Toptan satışla ilgili sorun bu.
- That's the problem with buying wholesale.
Toptan satışla ilgili sorun bu.
- That's the problem with buying wholesale.
Tom bir toptan satış kulübünün üyesidir.
- Tom is a member of a wholesale club.