English - Turkish
Definition of indicating an initial point or origin in English Turkish dictionary
- zero
- {s} sıfır
Termometre sıfırın altında üç derece olarak okuyor.
-The thermometer reads three degrees below zero.
Şimdi sıcaklık sıfırın altında on derece.
-It is ten degrees below zero now.
- zero
- mutlak sıfır noktası
- zero
- (Dilbilim) boş
- zero
- en aşağı nokta
- zero
- (Askeri) HAVA TESİRLERİNİN GİDERİLMESİ: Belirli bir mesafede, merminin normal hava şartları dahilinde, hedefin tam ortasına isabetini sağlayacak rüzgar düzeltmesi için yapılan nişangah tanzimi
- zero
- {i} sıfır. f
- zero
- {s} hiç
Hiç kimse o testten sıfır almadı.
-Nobody got zero in that test.
- zero
- zero hour ask
- zero
- {i} hiçlik
- zero
- (Sosyoloji, Toplumbilim) yazının sıfır derecesi [barthes]
- zero
- {f} sıfırlamak
- zero
- bir ölçek üzerinde başlangıç noktası
- zero
- bir nokta gibi
- zero
- {i} sıfır noktası
- zero
- (fiil) sıfırlamak, sıfıra ayarlamak
- zero
- aynı zamana rastlamak için ayarlamak
- zero
- zero in on belirli bir hedefe ayarlamak
Related Terms
English - English
Definition of indicating an initial point or origin in English English dictionary
- zero
indicating an initial point or origin
Hyphenation
in·di·cat·ing an in·i·tial point or o·ri·ginTurkish pronunciation
îndıkeytîng ın înîşıl poynt ır ôrıcınPronunciation
/ˈəndəˌkātəɴɢ ən əˈnəsʜəl ˈpoint ər ˈôrəʤən/ /ˈɪndəˌkeɪtɪŋ ən ɪˈnɪʃəl ˈpɔɪnt ɜr ˈɔːrəʤən/
Resimler
Favorites