O, inanılmaz bir hikaye.
- That's an incredible story.
Zaman ve para kaybı inanılmaz.
- The waste of time and money is incredible.
Onun kesinlikle harika olduğunu düşünüyorum.
- I think that's absolutely fabulous.
Siyah içinde harika görünüyorsun.
- You look fabulous in black.
Tek boynuzlu at efsanevi bir yaratıktır.
- The unicorn is a fabulous monster.
Harika bir iş yaptın.
- You did an incredible job.
Sen gerçekten olağanüstüsün.
- You're really incredible.
Olağanüstü bir yerdi.
- It was an incredible place.
... somebody built schools, somebody created incredible universities. ...
... And the incredible example of this ...