O tembel olmaya eğimlidir.
- He is inclined to be lazy.
Durgun olan çocuk bir hayal dünyasında yaşamaya daha meyillidir.
- The inactive child is far more inclined to live in a world of fantasy.
Onlara katılmaya meyilliyim.
- I'm inclined to agree with them.
Tom'a inanmaya eğilimliyim.
- I'm inclined to believe Tom.
Kabul etmeye eğilimliyim.
- I'm inclined to agree.
Tom tembel olmaya yatkın.
- Tom is inclined to be lazy.
O, kızmaya eğilimlidir.
- He is inclined to get mad.
Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.
- Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.
I am inclined to believe you.
The take-off ramp was inclined at 20 degrees.