Konuşmacı insanları isyana teşvik etmeye çalıştı.
- The speaker tried to incite the people to rebellion.
Suçu işlemesi için onu tahrik ettiler.
- They incited him to commit the crime.
I never had any reason to offend Tom.
- Tom'u incitmek için herhangi bir nedenim yoktu.
He apologized for having offended her.
- Onu incittiği için özür diledi.
He apologized for having offended her.
- Onu incittiği için özür diledi.
I apologize if I offended you.
- Seni incittiysem özür dilerim.
My grandma injured her leg in a fall.
- Büyükannem bacağını bir düşüşte incitti.
Tom injured himself at work today.
- Tom bugün çalışırken kendini incitti.
Tom injured himself at work today.
- Tom bugün çalışırken kendini incitti.
I got my right leg injured.
- Sağ bacağımı incittim.
He hurt himself when he fell.
- O, düştüğünde kendisini incitti.
He hurt his arm lifting so much weight.
- Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.